BLOG SANAT

Geçmişi Yok Etmeye Çalışmamalısın!

- Geçmişi yok sayamazsın. Onu silmeye çalışmak, yalnızca cahil birinin gafletidir. Geçmişi unutmak veya “boş ver” demek, onu değiştirmeye çalışmakla eşdeğerdir. Ancak geçmişi değiştirmek imkansızdır. Geçmişinle barış içinde yaşamayı mı öğrenmelisin? Aslında, barış yapacak bir şey yok. Geçmiş, hafızanın dışında hiçbir yerde var olmayan bir gölge gibidir; bu yüzden onu görmezden gelmek mümkün değildir. Hatta, her yönüyle geçmişine değer vermelisin. Hoş, nahoş, güzel, çirkin, korkunç ya da harikulade; her şey orada duruyor. Ama bütün bu anılar yaşayan varlıklar değil; öğretici bilgelik taşıyan işaretlerdir.

- Her deneyim, bir ders ve bilgidir; ve bu bilgilerin her biri sana özeldir. Seni diğerlerinden ayrıcalıklı kılan, yaşadığın iyi ya da kötü tüm deneyimlerin toplamıdır. Bu deneyimleri doğru şekilde değerlendirip, onların sana kattığı derinliği kavramalısın. Geçmişteki anılarını doğru okuyamazsan, kendine zarar veren, mutsuz ve değersiz deneyimleri içselleştiren biri haline gelebilirsin.

- İnsanın önünde iki yol vardır: Başına istemediği şeyler geldiğinde ya kırılır ya da bilge olur. Eşsiz ve acı verici olaylar yaşayan kişi, diğerlerinden daha bilge olmalıdır. Çünkü kainatın derinliklerinde saklı olan hakikat, derslerini acımasızca verir. Bu dersleri sadece sen almışsan ve bu deneyimleri sadece sen yaşamışsan, bu bilgeliği hayatına aktarmalısın. Dramatik olaylar karşısında zaferle çıkan insan, gerçek bir bilge olarak yaşamını sürdürür. Ya da tam aksine, olaylardan ve insanlardan sürekli şikayet eden, memnuniyetsiz ve çaresiz biri haline gelir.
- Geçmişi kabul etme ve ondan öğrenme teması, 16. yüzyılın büyük bestecisi Johann Sebastian Bach’ın müziğiyle mükemmel bir uyum içindedir. Bach’ın müziğinde görülen polifoni ve melodik zenginlik, geçmiş deneyimlerin nasıl harmanlanarak anlamlı bir bütün oluşturabileceğini bize anlatır. “Goldberg Varyasyonları”nda her varyasyon, önceki temaların bir yankısı olarak tekrarlanır ve gelişir. Bu, geçmişin her parçasının, gelecekteki bilgelik ve gelişim için nasıl bir temel oluşturduğunu
- Bach’ın müziği, polifoni ve melodik zenginliğiyle geçmiş deneyimlerin nasıl anlamlı bir bütün oluşturabileceğini müzik aracılığıyla bizlere sunar. “Goldberg Varyasyonları” gibi eserlerinde, her bir varyasyonun önceki temaların yankısı olarak tekrarlandığını ve geliştirildiğini görürüz. Bu da geçmişin her bir parçasının, gelecekteki bilgelik ve gelişim için nasıl temel teşkil ettiğini hatırlatır.
- İngiliz şair William Wordsworth’un “Tintern Abbey” şiirinde, doğa ile kurduğu derin bağ üzerinden geçmişin anılarıyla nasıl barıştığını ve onlardan nasıl dersler çıkardığını anlatır:

- “Though absent long,These forms of beauty have not been to me, As is a landscape to a blind man’s eye:But oft, in lonely rooms, and ‘mid the din Of towns and cities, I have owed to them,In hours of weariness, sensations sweet, Felt in the blood, and felt along the heart; And passing even into my purer mind,With tranquil restoration: feelings too Of unremembered pleasure: such, perhaps,As have no slight or trivial influence On that best portion of a good man’s life,His little, nameless, unremembered, acts Of kindness and of love.”

- “Uzun süre yok olmama rağmen,Bu güzellik formları benim için,Bir kör adamın gözünde bir manzara gibi olmadı: Ama sık sık, yalnız odalarda ve kargaşa içinde Kasabaların ve şehirlerin, onlara borçlu oldum,Yorgunluk anlarında, tatlı hisler,Kanda hissedilen, ve kalp boyunca hissedilen;Ve saf zihnime bile geçerek,Sakin bir restorasyonla: hisler de Hatırlanmayan zevklerin: belki, Hiçbir hafif veya önemsiz etkisi olmayan İyi bir adamın hayatının en iyi kısmında, Onun küçük, isimsiz, hatırlanmayan, Sevgi ve nezaketin davranışlarında.”

- Wordsworth’un bu sözleri, geçmişin güzelliklerini ve acılarını kabul ederek, onlardan nasıl dersler çıkarabileceğimizi ve hayatımıza nasıl anlam katabileceğimizi vurgular.

- Hindistanlı düşünür Jiddu Krishnamurti’nin sözleri de bu bağlamda önemlidir:

- “The ability to observe without evaluating is the highest form of intelligence.”

- “Değerlendirmeden gözlemleme yeteneği, en yüksek zeka formudur.”

- Krishnamurti’nin bu sözleri, geçmişi yargılamadan ve onu değiştirmeye çalışmadan, sadece gözlemleyerek ve ondan ders alarak bilgelik kazanmanın önemini vurgular.
- Freud’un psikanalitik teorisine göre, bilinçdışı zihin, geçmiş travma ve deneyimlerin saklandığı bir yerdir. Bu geçmiş deneyimlerin, bireyin davranışlarını ve duygusal durumlarını nasıl etkilediğini anlamak, kişinin kendisiyle barış yapması için gereklidir. Freud, geçmişi bastırmanın ve unutmanın, kişinin ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini savunur. Geçmişle yüzleşmek ve onu anlamak, bireyin kendini tanıması ve ruhsal sağlığını koruması için elzemdir.
- Carl Jung’un analitik psikolojisi, bireyin geçmiş deneyimlerinin kolektif bilinçdışında nasıl yer aldığını ve kişisel bilinçdışını nasıl etkilediğini vurgular. Jung’a göre, birey kendi gölgesiyle (geçmişin karanlık yönleri) yüzleşerek bütüncül bir benlik oluşturabilir. Geçmişi kabul etmek ve onu entegre etmek, bireyin kendini gerçekleştirme sürecinde önemli bir adımdır.
- Viktor Frankl’ın logoterapi yaklaşımı, bireyin hayatında anlam bulmasının önemini vurgular. Frankl’a göre, acı dolu geçmiş deneyimler bile, bireyin yaşamına anlam katabilir. Geçmişteki acıları kabul etmek ve onlardan dersler çıkarmak, bireyin hayatta anlam bulmasını sağlar ve bu da kişinin psikolojik dayanıklılığını artırır.
- Pozitif psikoloji, geçmiş deneyimlerin olumlu yönlerini vurgular ve bireyin güçlü yönlerine odaklanır. Martin Seligman’ın geliştirdiği bu yaklaşım, bireyin geçmişteki olumlu deneyimlerini hatırlayarak, şu anki yaşamında mutluluk ve tatmin duygusunu artırabileceğini savunur. Geçmişteki zorluklar bile, bireyin güçlü yönlerini ve direncini keşfetmesine yardımcı olabilir.

- Sonuç olarak, geçmişi kabul etmek ve ondan dersler çıkarmak, hem bireysel hem de toplumsal anlamda gelişim için kritik öneme sahiptir. Bu süreçte Bach’ın müziğinden, Wordsworth’un şiirlerinden, Krishnamurti’nin düşüncelerinden ve psikolojik kaidelerden ilham alabiliriz. Geçmişin öğretileri, geleceğe dair bilgelik ve farkındalık kazanmamıza yardımcı olur.

Dr.Ayhan Özel