“Osmanlı Devleti’nde, askeri bando olan mehter, Yeniçeri Birliği’ne bağlı bir bando topluluğuydu.”
Dünyanın en eski askeri ordu bandosu olan mehteranın ilk tarihsel kanıtları Orhun Kitabelerinde görülmektedir. Kavramsal olarak “tuğ” veya “kübürge” olarak isimlendirilmiştir.
Mehteran Askeri Bandosu, hem savaş öncesinde hem de savaş sonrasında mehter eserlerini icra ederek kendini gösterirdi.
Daha çok askerlerin moral ve motivasyon kazanması ve bunu dinleyenlerin milli ve manevi duygularının perçinlenmesi amacı ile hareket edilmiştir.
Bunun yanında düşmana karşı korku ve motivasyon bozma amaçlanmıştır.
Mehteran askeri müziği, tarih boyunca çeşitli formlarda değişkenlik göstere göstere günümüze gelmiştir.
Özellikle savaşlarda galip gelen beylere bir hakimiyet nişanesi olarak sancak, zil, tuğ ve kös (büyük davul) gönderilirdi.
Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından II. Gıyaseddin Mesud, savaştaki başarıları münasebetiyle, Osman Gazi’ye mehter enstrümanları göndererek taltif etmiştir.
Bu sembolik olan taltif kültürü ve gönderilen tuğ, aslında mehter kültürünün Osmanlı’da temelini oluşturmuştur.
1828’de Yeniçeri Ocağı. II. Mahmut tarafından kapatılmış ve tarihsel seyir içinde Mızıka-i Hümayun” adıyla saray bandosu topluluğu olarak kurulmuştur. “Mızıka-i Hümayun” bando topluluğunun başına ise, Napolyon’un eski bando subayı olan Giuseppe Donizetti yetkilendirilmiştir. Dünyanın en eski askeri bando topluluğu olan mehteran, Enver Paşa’nın teşviki ile “Mehteran-ı Hakaniye” ismiyle 1914 yılında yeni bir formla yeniden kendini göstermiştir, fakat 1935 yılında tekrar kapatılmış, 1952 yılında ise yeniden askeri müze tasarrufunda kurulmuştur.
Bugünkü dinlediğimiz ve icra edilen mehteran müzikleri, 1914 Enver Paşa’nın teşviki ile o dönemden başlayan ve bestelenen müzikleri de barındırmaktadır.